Karanlık Madde Olmasaydı, Evren Nasıl Görünürdü

MOND teorisi kullanılarak oluşturulan bir bilgisayar simülasyonuna göre, karanlık madde olmadan da evrenin oluşması mümkün.

Gökbilimciler, evrenin çoğunluğunun karanlık madde adı verilen görünmez ve gizemli bir kütleden oluştuğunu düşünüyorlar. Ve her ne kadar, günümüzde bu kütleyi oluşturan parçacık hala tanımlanamamış olsa da, gerçekleştirilen testler ve simülasyonlar, evrenin var olabilmesi için karanlık maddenin var olması gerektiğini göstermiştir.

Karanlık maddenin olmaması durumunda evrenin nasıl olacağını araştıran bir grup bilim insanı, MOND isimli alternatif bir teori kullanarak, galaksilerin günümüzdeki görünümlerine benzeyen bir bilgisayar simülasyonu oluşturdular.

Yer çekiminin ölçeğe bağlı olarak düşünülenden farklı davrandığı bu teori, ilk olarak İsrailli fizikçi Prof. Dr. Mordehai Milgrom tarafından ortaya atıldı. Bu teoriye göre, iki cisim arasındaki kütlesel çekim Newton’un Hareket Yasalarına sadece belirli bir noktaya kadar uymaktadır.

MOND Teorisi

Şöyle ki: Teoriye göre, bir cismin çekim kuvveti, sadece kendi kütlesine değil, aynı zamanda çevresindeki başka cisimlerin varlığına da bağlıdır. Bu yüzden, galaksiler gibi düşük ivmeye sahip yapıların dönme hızları sonucunda neden parçalanmadıkları da açıklanabiliyor. Ayrıca, teorinin karanlık madde olmadan bir evren oluşturulabileceğini önermesi, gökbilimciler için üzerinde çalışılmaya değer sonuçlar vaat ediyor.

Araştırmacılar bu teoriyi kullanarak, Büyük Patlama’dan 100.000 – 300.000 yıl sonra oluştuğuna inanılan ilk yıldızların ve galaksilerin ortaya çıkışlarını ve o zamandan beri nasıl geliştiklerini göstermek için bir simülasyon oluşturdular. Ve, simülasyon belli bir süre çalıştırıldığında oluşan galaksilerdeki yıldızların dağılımının ve hızının, günümüzdeki ile aynı modeli izlediği görüldü.

Hubble ile NGC 1566 isimli galaksinin görünümü

Simülasyon, şimdilik evrendeki mevcut şartlar hakkında basit varsayımlara dayandığı için kesinlikle doğrudur denilemiyor. Fakat, ilerleyen zamanda hesaplamaların daha fazla tekrarlanması ve daha karmaşık etki faktörlerinin ilave edilmesiyle birlikte MOND teorisinin ne kadar gerçeği yansıttığını görülebilecek.

MOND, karanlık madde teorileri sonucunda ortaya çıkan bazı teorik sorunlara bir çözüm getirirken, kesinlik kazanmamış her teoride olduğu gibi kendi problemlerini sunar. Yakın gelecekte, James Webb Uzay Teleskopu ve ESA’nın Euclid görevleri de dahil olmak üzere gönderilecek bazı uzay gözlemevleri ile evrenin geometrisinin daha iyi bir görünümü elde edilebilecek. Bununla birlikte, evrenin genişleme ölçeğini hesaplanması durumunda, bilim insanları karanlık maddenin kozmik evrimi nasıl etkilediğini daha iyi anlamayı umuyor.

Bunları Biliyor Muydun

yorum Yap