James Webb Uzay Teleskobu’ndan “Evrenin Fotoğrafı”

James Webb Uzay Teleskobu tarafından yakalanan veriler sonucunda oluşturulan uzaydaki kum tanesi büyüklüğünde bir alanın detaylı görüntüsü Evrenin Fotoğrafı olarak adlandırılıyor.

NASA tarafından yıl içerisinde yörüngeye gönderilen James Webb Uzay Teleskobu, insanlık tarihindeki en derin ve en detaylı kızılötesi görüntüyü yakaladı. Görüntünün odağında binlerce galaksiye ev sahipliği yapan SMACS 0723 isimli galaksi kümesi bulunuyor.

James Webb Teleskobu’nun bu görüntüsü, “Evrenin Fotoğrafı” olarak adlandırılırken, aslında gökyüzüne bakıldığında sadece küçük bir kum tanesi büyüklüğündeki bir alanı gösteriyor. Merkezde bulunan galaksi kümesinin birleşik kütlesi, tıpkı bir kara delik gibi ışığı büktüğü için arkasında bulunan daha uzak galaksileri büyüten bir mercek gibi davranıyor. Webb’in Yakın Kızılötesi Kamerası tarafından çekilen bu bölge, farklı dalga boylarındaki görüntülerinden ve yaklaşık 12,5 saat süren çekimler sonucu oluşturuldu ve Hubble Uzay Teleskobu’nun haftalar süren en derin alanlarının ötesinde görüntüler elde edilmesini sağlayabiliyor. Ve bu sadece bir başlangıç…

Bu görüntü, SMACS 0723 galaksi kümesinin önünde ve arkasında çok daha fazla galaksi ile birlikte 4.6 milyar yıl önceki halini göstermektedir. Çünkü, galaksilerden gelen ışığın bize ulaşması milyarlarca yıl sürdüğü için elde edilebilecek görüntüler de bu galaksilerin günümüzden 4,6 milyar yıl öncesini gösteriyor. Görüntünün çekildiği bölgedeki en genç galaksileri incelerken zamanda geriye, büyük patlamadan sonraki bir milyar yıl öncesine bakıyoruz. Işık, evrenin genişlemesiyle, Webb’in gözlemlemek için tasarlandığı kızılötesi dalga boylarına kadar genişledi. Araştırmacılar yakında galaksilerin kütleleri, yaşları ​​ve yapı kompozisyonları hakkında daha fazla şey öğrenmeye başlayacaklar. Ve Webb’in verileri araştırılmaya devam edildikçe bu küme hakkında yeni çok daha bilgi ortaya çıkacak.

Görüntüdeki önemli bir özellik de, bir galaksi kümesinin güçlü yerçekimi alanı, tıpkı bir büyütecin görüntüleri büküp çarpıtması gibi, arkasındaki daha uzak galaksilerden gelen ışınları bükebilir. Bu nedenle, aslında daha uzakta ve aynı hizada olan galaksiler, ışığın kırılması sonucu galaksi kümesinin yanındaymış gibi görünebiliyor.

Webb’in görüntüsü, yıldız oluşumu ve nihayetinde yaşamın kendisi için önemli bir bileşen olan toz sonucu oluşan renklerle de çıkarımlar yapılması yardımcı oluyor. Mavi galaksiler yıldız içerir, fakat içerisinde çok az toz vardır. Kırmızı nesneler kalın toz katmanları ile örtülü durumdadır. Yeşil galaksiler ise, hidrokarbonlar ve diğer kimyasal bileşiklerle doldurulur. Araştırmacılar, galaksilerin nasıl oluştuğunu, büyüdüğünü ve birbirleriyle nasıl birleştiğini ve bazı durumlarda neden tamamen yıldız oluşturmayı durdurduğunu analiz etmek için bunun gibi verileri kullanabilecekler.

James Webb Teleskobu

James Webb Teleskobu üzerindeki iki araç, görüntü almanın yanı sıra, nesnelerin fiziksel ve kimyasal özelliklerini ortaya çıkaran ve araştırmacıların bu alandaki uzak galaksiler hakkında daha fazla ayrıntıyı tanımlamasına yardımcı olacak verileri de elde etti. Aynı anda 48 farkı galaksi gözlemlendi. Elde edilen veriler, Webb’in kızılötesi ışınları yakalamak için kullandığı aynaları onu yakalamadan önce 13,1 milyar yıl boyunca seyahat eden bir galaksiden gelen ışığı da ortaya çıkardı.

Başlangıç aşamasında olan verilerin detaylı analizi sonucunda bu gibi görüntülerin elde edilmesine devam edileceği kesin görünüyor.

Kaynak: NASA

İlginizi Çekebilecek Diğer Konular

yorum Yap