Asteroitleri Patlatmak Düşünüldüğü Gibi Sonuçlanmayabilir
Gerek bir asteroitin Dünya’ya çarpması sonrası kıyamet senaryoları üzerine yoğunlaşan filmler, gerekse oldukça yakın geçen asteroitler dolayısıyla, son yıllarda artık gökbilimciler bu konuya ayrı bir önem göstermeye başladılar. Ve ilk olarak da Dünya’ya yakın geçen asteroitlerin listesi çıkarılmaya başlanarak, bunlar takip edilmeye başlandı. Fakat halen eğer ki böyle bir durum tespit edilirse, ne yapılacağı ile ilgili kesin denenmiş bir sonuç bulunmuyor.
Gökbilimciler, eğer ki gezegenimiz için tehdit olabilecek büyüklükte bir cismin keşfedilmesi durumunda, geçmişteki filmlerin de konu aldığı gibi bu cismi patlatmanın çözüm olup olmayacağını ciddi şekilde tartışıyorlar. Bütün bu tartışmaların üzerine geçtiğimiz günlerde Johns Hopkins Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmanın sonuçlarının yayımlanmasıyla birlikte sorular arttı.
Araştırma sonucuna göre, geçmişte yapılan asteroit parçalama deneylerinin aksine bir asteroiti parçalamanın o kadar da kolay olmayacağı açıklandı. Çünkü, asteroit parçalanmaya başlasa bile, yerçekimi etkisiyle beraber asteroitin parçalarının tekrar toparlanabileceği belirtildi.
Bilim adamları çalışmayı gerçekleştirirken, asteroit çarpışmalarını simüle etmek amacıyla yeni bir modelleme programı kullandılar. Aşağıdaki videoda kullanılan program sonucu oluşturulan simülasyonu görebilirsiniz. Patlama sonrası çok küçük parçalara ayrılan asteroitin, zamanla yerçekimi sayesinde nasıl bir araya geldiğine dikkat ediniz.
Araştırmanın yazarlarından Johns Hopkins Üniversitesi Mekanik Mühendisliği bölümünden Charles El Mir şöyle konuştu: “Geçmişte büyük asteroitleri yok etmenin, küçük asteroitlere nazaran daha kolay olacağını düşünüyorduk. Çünkü büyük asteroitlerde çok daha fazla zayıf nokta bulunabileceğine inanıyorduk. Fakat bu araştırma ile büyük asteroitlerin yerçekimi etkisinin çok daha büyük sorunlar oluşturabileceğini gördük.
Bu yüzden, başlangıç olarak Dünya’ya gelen bir asteroit için elimizde bulunan iki yöntemden hangisini kullanmalıyız ona karar vermeliyiz. Parçalara mı ayırmalıyız? Yoksa belli bir miktar güç ile yönünü mü değiştirmeliyiz? Eğer ikincisini seçeceksek, asteroiti parçalamadan yönünü değiştirmek için ne kadar patlayıcı kullanmalıyız?”
Ayrıca, Dünya’ya doğru yaklaşan bir asteroitin hangi minerallerden oluştuğunu bilmeden ne kadar patlayıcı kullanılması gerektiğini çözemeyiz. Hızı, kütlesi ve yüzey şekilleri asteroit için alınacak önlemleri geliştirmek için önceden bilinmesi gereken etkenlerdir. Fakat, yakın zamanda Dünya atmosferine giriş yapan cisimler ve etkileri incelendiğinde, önceden tespit etmenin o kadar da kolay olmadığını görebiliyoruz.