Dünya’nın Dönüşünü Niye Hissetmiyoruz

Dünya, kendi ekseni etrafındaki dönüşünü her 24 saatte bir tamamlıyor. Gece ve gündüz döngüsünü sağlayan  bu eksen çevresindeki dönüşü sırasında Dünya’nın ekvator bölgesindeki hızı saatte yaklaşık 1.600 kilometre olmasına rağmen, neden Dünya’nın döndüğünü hissetmiyorsunuz?

Biraz garip gelecektir, fakat bunun nedeni oldukça basit. Dünya’nın yerçekimi nedeniyle üzerindeki bütün her şey Dünya ile birlikte aynı sabit hızla dönmektedir. Dünya’nın dönüş hızı aniden azalırsa veya artarsa, tıpkı hızlı bir arabada giderken arabanın hızlanması ya da yavaşlaması sırasında yaşanan etki gibi aynı şekilde etkilenilirdi.

Bir uçak yolculuğu sırasında, eğer referans alabileceğiniz bir dış ortam bulunmuyorsa, uzun süre aynı hızda hareket edildiğinde, kendinizi hareket etmediğinize neredeyse ikna edebilirsiniz. Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki dönüş hızının neredeyse yarısı hızla hareket etmenize rağmen, çevrenizde hareket eden bir obje olmadığında veya gözlerinizi kapattığınızda hareket ettiğinizi hissetmiyorsunuz. Dünya’nın dönüşü de aynı bu etkiyi yaratıyor. Çevrenizdeki her şey sizinle beraber hareket ettiğinde ve sabit hızınızı koruduğunuzda her şey sabitmiş gibi geliyor.

İnanmak biraz zor geliyor olabilir, fakat saatte 1.600 kilometre hızla hareket ediyorsunuz. Hatta, bu yazıyı okuduğunuz 1 dakika boyunca toplamda 26.66 kilometre hareket ettiniz.

Tarihte de insanoğlu teleskoplarla evreni izlemeye başlayıncaya kadar, hiçbir zaman diliminde Dünya’nın döndüğünü düşünmemiştir. Yıldızlar, Ay ve Güneş dahil olmak üzere gökyüzündeki her bir cismin hepsinin Dünya’nın etrafında döndüklerini düşünüyorlardı. Bu düşüncenin oluşmasının temel nedeni de Dünya’nın döndüğünü hissetmemelerinden kaynaklanıyordu.

Antik dönem Yunan gökbilimci Sisamlı Aristarkus (M.Ö. 310-230)’un kayda değer düşüncesi dışında, dünyanın bütün gökbilimcileri merkezinde Dünya’nın bulunduğu evren modeli fikrini yüzyıllar boyunca savundular. Aslında, Aristarkus yaklaşık 2.300 yıl önce evrenin merkezinde Güneş’in bulunduğu bir modeli önermiş, fakat bu fikir yeterince destek bulamadığı için uzun yıllar boyunca unutulmuştur.

Aristarkus Tarafından Yapılan Güneş Merkezli Model
Aristarkus’un kendi çizimlerinde yer alan Güneş merkezli model

16. yüzyıla gelindiğinde ise, Nikolas Kopernik’in Güneş’in evrenin merkezinde olduğu modeller astronomi çevrelerinde konuşulmaya ve tartışılmaya başlandı. Kopernik’in modeli hatasız olmasa da sonunda astronomi çevresinin büyük bir bölümünü Dünya’nın yıldızların altında, kendi ekseni ve bu modelin merkezindeki cisim olan Güneş’in etrafında bir yörüngede hareket ettiğine ikna edebildi.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar

yorum Yap