2016 Yılının En İlginç Uzay Keşifleri

2016, uzay keşifleri için çok güzel bir yıl oldu. Takvim bitmeden önce, son 12 aydaki en yaşanan en büyük ve önemli keşifleri sizler için derledik.

Yıl içerisinde gerçekleşen bu uzay keşifleri arasından bazıları şöyle; bilim adamlarına, kozmik olaylar hakkında yepyeni bir alana erişim olanağı sağlayan, yerçekimi dalgalarının ilk defa doğrudan tespit edilmesi gibi yıl içerisinde gerçekleşen inanılmaz keşiflerde vardı. 2016 yılı, bilim adamları ayrıca Güneş’e en yakın yörüngede bulunan yıldızın, etrafında dönen potansiyel olarak yaşanabilir bir gezegen keşfettiler.

Her zaman olduğu gibi engeller ve aksilikler var oldu. ExoMars görevi dahilinde bir uzay aracı Kızıl Gezegen Mars’a gönderildi. Fakat, uzay aracı görevine tam olarak başlayamadan önce gezegenin yüzeyine düştü. Ve tabi son yıllarda epey kafa yorulan gizemli karanlık maddeyi açıklayabilecek bir parçacık bulmaya çalışan çok sayıda çalışma boşa çıktı.

Yerçekimi Dalgalarının İlk Defa Doğrudan Tespiti

İki kara deliğin yerçekimi dalgaları ile iligli NASA’nın yayınladığı görsel.

Şubat ayında Lazer Yerçekimi Dalgaları Gözlemevi (LIGO), yerçekimi dalgalarının ilk doğrudan tespitini duyurduğunda fizik tarihi için gerçek bir dönüm noktası bulunmuş oldu. Albert Einstein, uzayın ve zamanın temelde bağlantılı olduğunu göstermişti, bu nedenle yerçekimi dalgaları aslında uzay-zaman olarak bilinen kozmik yapıdan geçiyor.

Yerçekimi dalgalarının doğrudan algılanışı, astronomi için tamamen yeni bir alan açar. Çünkü bu dalgalar onları oluşturan nesneler ve olaylar hakkında bilgi taşır. Bu bilgi başka yollardan iletilmemektedir. Şimdilik, bilim adamları uzaktaki nesnelerden (ve bazı durumlarda başka türden parçacıklardan) ışık toplayarak evreni inceleyebilirler. Fakat yerçekimi dalgaları ışık oluşturan mekanizmalarla yaratılmaz. LIGO, bu yıl iki yerçekimi dalgası algılaması yaptı. Her iki durumda da, dalgalar iki kara delikten geliyor. Ardından birbiri etrafında dönüyor ve çarpışıyorlardı. LIGO gökyüzünü araştırmaya devam ederken, bilim adamları bu buluşun hangi diğer kozmik hazineleri ortaya çıkardığını görmek için sabırsızlanıyorlar. Uzay keşifleri arasında belkide en önemlisi olduğu düşünülen bu keşif ile yeni araştırmaların önü açıldı.

Güneş’e En Yakın Mesafedeki Yıldızın Yörüngesindeki Yaşanabilir Gezegen

Yaşanabilir gezegen Proxima b’nin olası görünümü bir sanatçı tarafından canlandırılarak çizildi.

Proxima Centauri yıldızı, Güneş’ten sadece 4.2 ışıkyılı uzaklıkta bulunuyor. Ağustos ayında, bilim adamları, Proxima Centauri’nin yaşanabilir bölgesi ya da sıvı suyun gezegenin yüzeyinde bulunabileceği uzaklıkta yer alan bir gezegen keşfetti. Proxima b olarak adlandırılan bu yeni keşfedilen gezegenin, Dünya’nın kütlesinin yaklaşık 1.27 katı bir kütleye sahip olması, bu gezegenin yaşanabilir olabileceğini daha da artırıyor.

Keşif duyurulduktan kısa bir süre sonra, Project Blue adlı bir grup, Proxima b’yi incelemek ve oradaki hayat belirtileri aramak amacıyla bir uzay teleskopu kurmak için bağış toplama girişiminde bulundu.

Fizikçi Stephen Hawking, Facebook kurucusu Mark Zuckerberg ve girişimci Yuri Milner’in yer aldığı Yenilik Vakfı, Nisan ayında, bir mikroçip boyutlu uzay aracını başka bir yıldıza göndermeyi hedefleyen Starshot adında bir proje başlattığını duyurmuştu. Starshot proje organizatörleri, Proxima b’nin keşfedilmesiyle, bu yeni keşfedilen gezegeni hedef alacaklarını ve potansiyel olarak hayat bulguları aranacağını açıkladı. Uzay aracı, büyük ve pahalı bir lazer sistemi ile hızlandırılacak ve Proxima b’ye ulaşması yaklaşık 20-25 yıl sürecek.

Mars’ta Superior Gölü’nden Daha Büyük Buz Kütlesi

Mars’ta su buzulları tabakasının bulunulduğu söylenen bölgenin yüzeysel görüntüsü.

Mars’ın orta kuzey enlemlerinde New Mexico büyüklüğünde bir bölgeye yayılan büyük bir buz yatağı keşfedildi. Buz yatağı, Kızıl Gezegen Mars‘ın yüzeyinin 1 ila 10 metre altında yüzde 50-85 arasında su (geriye kalanı çamur) ve toplam hacmi yaklaşık 12.100 kilometre küp olan su bulundu.

İnsanlar gelecekte Mars’a yerleştirlerse, buz tabakası yararlı olabilir. Buzun bulunduğu bölge nispeten düz olduğundan, uzay aracı ile kolayca erişilebilir. Buz tabakası, Mars Keşif Yörüngesindeki Shadow Radar (SHARAD) aleti kullanılarak keşfedildi.

Hubble Uzay Teleskobu, Europa’da Su Bulunma İhtimali

Jüpiter’in uydusu Europa’nın Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilen görüntülerde yüzeyden fışkıran su bulutu gibi görünüyor. Resimler 2014’te çekildi, ancak analiz sonuçları 2016 yılına kadar yayımlanmadı.

Hubble Uzay Teleskobu, Jüpiter’in uydusu Europa’nın yüzeyinde su buharı gözlemledi. Bu uydunun yüzeyinin derinliklerinde bir sıvı okyanus olabilir. Bilim adamları, okyanusun hayat için doğru malzemeleri içerdiğini düşünüyor. NASA 2020 yılında Europa’yı incelemek için yörüngesine bir sonda göndermeyi planlıyor.

Europa, yüzeyinin altında gerçekten okyanus bulundurduğu takdirde, bu sudan örnek almak için yeni bir sonda gönderilir ve oradaki biyolojik yaşam ipuçları aranabilir.

Cüce Gezegen Makemake ve Uydusu

Cüce Gezegen Makemake ve Uydusu

Makemake olarak bilinen cüce gezegen, Kuiper Kuşağının soğuk bölümünde bulunuyor. Güneş ile olan mesafesi Dünya ve Güneş arasındaki mesafenin 45 katı. (Plüton’dan daha uzakta bulunuyor.) Ancak burada yalnız değil. Bu yılın başlarında, Hubble Uzay Teleskobunu kullanan bilim adamları Makemake’in yörüngesinde küçük bir uydu keşfetti. Bu minyatür arkadaşın yaklaşık 160 kilometre genişliğinde olduğu düşünülmektedir. (Makemake yaklaşık 1400 kilometre genişliğinde) İlerleyen süreçte bilim adamları cüce gezegen hakkında yoğunluğu dahil daha fazla bilgi edinmek için cüce gezegen Makemake ve ayının yörüngesel dinamiklerini izleyecek.

Juno, Jüpiter’e Ulaştı

Juno uzay aracının gönderdiği Jüpiter yakın çekimlerinden

NASA’nın Juno uzay aracı, 4 Temmuz’da Jüpiter’e geldi ve dev gezegenin yörüngesine oturdu. Plan Juno’nun her iki haftada bir Jüpiter’e yaklaşmasını planladı, ancak iticilerindeki sorun nedeniyle uzay aracı daha geniş bir yörüngede kalmak zorunda kaldı. Bu yüzden her 53 günde bir Jüpiter’e yaklaşarak gerekli incelemeleri gerçekleştiriyor.

Juno bilim ekibi tarafından henüz büyük bir sonuç üretilmemiş olsa da JunoCam aleti, gaz devinin son derece ilgi çekici görüntülerini gönderiyor. Juno baş araştırmacısı Scott Bolton, görüntülerin zaten Juno’nun ürettiği bilim hakkındaki ipuçlarını verdiğini söyledi.

ExoMars, Kızıl Gezegen

Avrupa Uzay Ajansı ve Rusya’nın Roscosmos’u arasındaki bir işbirliği olan ExoMars görevi iki bölümden oluşuyordu: yörüngeye yerleşecek kısım ve yüzeyde inceleme yapacak kısım. Fakat karaya iniş teknolojisi arızalanınca, erken bir safhada yüzeyle temasa girdi ve Mars’ın yüzeyine çarptı.

Ancak, yörüngeye oturan bölümü görevde kalmaya devam ediyor. ExoMars projesinin bir sonraki aşaması için yardımcı olacak bilgi topluyor. Bir sonraki görevde Mars’a yüzey keşfi amacıyla bir gezici gönderiliyor. Gezici, Mars’ın çamur ve topraklarına kadar olan 2 metre derinliğe kadar kazacak bir matkap içerecek. Ve bu sayede Mars’ın yüzeyinin altında bulunması muhtemel olan buz tabakalarına ulaşmak denenecek.

DEVAM EDECEK…

yorum Yap